Definecinin Sorumlulukları Nelerdir?
– Definecinin sorumlulukarı; Devletine ve tarihine karşı olan sorumluluğudur. Bu nedenle Ülkemizin tarihi dokusunu korumalı ve tahribata engel olmalıdır.
– Defineci Türkiye Cumhuriyeti Devleti Yasalarına uymalı, kaçak kazı, kaçak eser alım satım, aracı olma gibi fiiliyatlardan uzak durmalıdır. Yasal zorunluluklar yerine getirilmeden kazı yapmamalıdır.
– Yasalara uymalı, kazı esnasında can güvenliğini almalıdır. Definecilik geçim sağlama kaynağı olmayıp, asil geçim işini terk edip definecilik yapmamalı, hobi şeklinde yapmalıdır.
– Kazı esnasında sadece çil çil altın çıkmaz, beraberinde bir takım tarihi eserde çıkabilir, bunlar para etmez mantığı ile kırıp yok etmemeli, kazıda bulduğu her türlü eseri mahalindeki müzeye teslim etmelidir.
– Defineci çalışma ve araştırma esnasında ekip üyelerine karşı sorumluluk taşımalı tamahkar ve bencil olmamalı, verilen görevi zamanında ve başarılı bir şekilde yerine getirmelidir.
– Tüm çalışmalarından bilimsel yöntemleri kullanmalı, zaman ve maddi kayıplara neden olmamalı, yüzeysel bulguları yok etmemeli ve kırmamalıdır. Can güvenliğini sağlamalıdır.
Define ararken bulunan eserler ne olursa olsun maddi değerle değil, yok edilmemesi gereken kültürel bir değer olarak değerlendirilmelidir, kişi bunun bir sorumluluk olduğunu bilerek hareket etmelidir.
erzurumda bildiyiniz yer varmı harita falan
Erzurum yöresinde Narman – Karadağ kompleksi içinde açılan galerilerde en verimli damarlara rastlanmış ve tonda 25 gram gibi dünya ölçülerine göre yüksek sayılabilecek Altın tenörü tespit edilmiş.
Anadolu’da en büyük Altın rezervlerinin, Toros sıradağları içinde yer alan Bolkar Dağı ile Erzurum’daki Narman-Karadağ cevher kompleksinde olduğu saptanmış. Topraklarımızda bulunan Altının çıkarılması, değerlendirilmesi ve zenginleştirilmesi için bir araştırma merkezinin kurulması da istenen bu raporu, 1988 – 1990 yılları arasında zamanın ilgili Başbakanı ve Bakanları ile Maden Dairesi Genel Müdürlüğündeki yetkililere de sunulan bu raporda özetle şu verilere ulaşılmış. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere sahne olan Anadolu’da pek çok Altın eser bulunduğunu, bunun da topraklarımızda bol Altın olduğunun göstergesi olarak algıladıklarını araştırmalara bu noktadan hareket ederek başladıklarını belirten bilim adamları; Türkiye’deki Altın yataklarını Plaser tipi cevherler , Serbest Altın içeren cevherler, Sülfürlü minerallere bağlı cevherler ve Refrakter cevherler diye sınıflandırmışlar. Plaser tipi Altın cevherlerinin genellikle Manisa’nın Salihli ilçesi ile Hatay’ın Akıllı Çayı ve İstanbul’a çok yakın olan İğne adanın kumlarında bulunduğu saptanmış. Bu tür Altın cevherlerinin işlenmesinin kolay olduğu belirtilen raporda Hatay Kızıldağ’daki Altının mobilize olarak Akıllı Çayı ve Asi Nehrinin sularına karıştığı belirtilmiş.
Konuların içeriğine sitemizden bakabilirsiniz.